İki yıl önce yaralı bereli gördüğüm binaların yaraları sarılmış, çevresine yeni binalar yapılmış, sanırım seneye savaştan hiç bir iz kalmayacak. Ruhlarda yer alan savaş izlerini dünden silmeye razı Boşnaklar. Gaziler karşınıza çıkmadığı, bir de savaş yıllarını anlatan filmlere rastlamadığınız sürece savaşın izleri yok.
Şimdilik Srebrenica da durum farklı. Toplu mezarlar açılıp, cenaze definleri bittiği zaman, Srebrenica da unutulacak.
Ayşegül Aran ve Saffet ErdemSrebrenica katliamının 13. Anma Yılı etkinliklerine, Bosna Hersek Fahri Konsolosu Sayın Kemal Baysak’ın daveti üzerine, Türkiye Bosna-Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu ile birlikte dokuz basın mensubunun da içinde olduğu seksen kişilik bir grup ile katıldık.
2006 yılında yapılan anma ve defin törenine de Bosna Hersek Fahri Konsolosu Sayın Kemal Baysak'ın daveti ile katılmıştım. 2006 yılında yapılan ziyarette Bosna-Hersek dışında Sancak ve Karadağ'ı da içine alan bir dizi ziyaretimiz olmuştu.
Aradan yıllar geçse de önceden başlayan bir olayın hayatınızda nasıl bir yer aldığını gözlemişsinizdir. Bu yıl yaptığımız Srebrenica ziyaretimiz de 2006 yılı ile bağlantı olarak karşıma çıktı. Aradan 2 yıl geçmemiş olmasına rağmen, her şey beni sarstı, tesadüf değil her şeyin nasıl bir düzen içinde işlediğini bir daha hatırlattı.
Savaşın izleri siliniyorİki yıl önce yaralı bereli gördüğüm binaların yaraları sarılmış, çevresine yeni binalar yapılmış, sanırım seneye savaştan hiç bir iz kalmayacak. Ruhlarda yer alan savaş izlerini dünden silmeye razı Boşnaklar. Gaziler karşınıza çıkmadığı, bir de savaş yıllarını anlatan filmlere rastlamadığınız sürece savaşın izleri yok.
Şimdilik Srebrenica da durum farklı. Toplu mezarlar açılıp, cenaze definleri bittiği zaman, Srebrenica da unutulacak.
2006 yılında katıldığım anma törenlerinin ruhunu ne yazık ki bu yıl hissedemedim. 2006’da okunan ilahiler yoktu. Bu yıl ise zannedersiniz ki, kilise müziği dinliyorsunuz.
Tabutların başında bekleyen genç kızların önceki yıllarda başları örtülü, bu yıl ise açıktı. Bu dini bir tören. Biz cenaze evine giderken dinimize saygıdan dolayı örtümüzü örteriz. Bence organizasyon komitesinin Srebrenica törenleri ile ilgili bir açıklama yapması gerekir.
2006 yılından farklı olarak ‘savaş karşıtı Sırplar’ pankartları ve çiçekleri ile yerlerini aldılar, bir de Hıristiyan din adamları.
İslamiyet’te kin yok. Allah, "Kin olan kalpte ben bulunmam" diyor fakat ‘yaşananlardan ders çıkarmayın’ demiyor.
‘Acılar unutulsun’ isteniyorSaraybosna'da iken 11 Temmuz'un katliam günü olduğunu bilmeseniz, size katliam gününü hatırlatacak afiş, pankart hiçbir şey göremiyorsunuz. Sanki öyle bir şey olmamış.
11 Temmuz’dan önce dükkanların camında, köşe başlarında Srebrenica’yı hatırlatacak bir not aradım fakat rastlamadım. 10 Temmuz akşamı gençlerin uğrak mekanlarını dolaştım acaba ne haldeler diye, gençler kör kütük. Diğer zamanlardan bir farkı yok.
Bir elektronik postada, Temmuz ayında, Türklerin Bosna'yı ziyaret etmesini isteyen dilekler ve ilginin azlığından şikayet vardı. Oysa Bosna'ya ve Srebrenica'ya gittiğinizde en çok Türklerin ilgi gösterdiğini görüyorsunuz. Bir de yakınlarını kaybeden Boşnakların.
Bu yıl Srebrenica'da insanlar üzerinde bir alışılmışlık vardı. Hani Anadolu da genç kızlar ve genç erkekler düğün yerlerinde birbirlerini görür, tanışırlar ya, Srebrenica'ya gelen gençlerde de öyle bir hal gözlemledim.
2006 yılında katıldığımızda, serin bir gölge ararken Akü Fabrikası ile karşılaştık.
Devamı Derginiz Tuna Boyları Rumeli'nin 36. sayfasında...