Prizren şehrinin üç tarafı dağlarla çevrilidir. Şehir, Şar dağlarının eteklerine kuruludur. Şehre girdiğinizde öncelikle 590 metre yükseklğindeki tepenin üzerinde bulunan bir kale dikkati çeker.
Münire Coşkun Gazeteci - YazarPrizren şehrinin üç tarafı dağlarla çevrilidir. Şehir, Şar dağlarının eteklerine kuruludur. Şehre girdiğinizde öncelikle 590 metre yükseklğindeki tepenin üzerinde bulunan bir kale dikkati çeker.
Daha sonra şehir içine doğru sokulduğunuzda,müslüman mezarlığı ile ince eve zarif minarelerle karşılaşırsınız.
Fatih Sultan Mehmeh Han, 21 haziran 1455’te Prizren’I feth etmiştir.
İlk Cuma namazı bir ortodok kilisesinde kılınır. Daha sonra camiye dönüştürülen kilisenin bitişiğinde Evrenosoğlu Ahmet Bey tarafından bir hamam, dere üzerinde taştan bir köprü Evrenosoğlu Ali Bey tarafından yaptırılır. Kısa bir zaman sonra Mehmed Bey, babası Koca ( İlyas ) İsa Bey adına bir camii yaptırır.
Serhat şehri şeklini alan şehir Akıncıların istikamet yeri olur. Türkleşen şehir 1912 yılının ekim ayında talihsiz Balkan harbiyle Sırpların eline geçer.
Prizren'in ahalisi oldu acami
Topsuz, tüfeksiz verdiler vatani
Bajdarhanada astilar teslim bayrağıni
Süngülerle sokaklarda varoş rayası
Sultan Reşat pederımız sen bizi kurtar
Ağlarız Prizreni onu vatan bilmişiz.
( Halk Türküsü )
Şehir bugün Türklüğünü camileriyle, köprüsüyle, hamamıyla, saat kulesi, türbeleri ve mahalle isimleriyle korumaktadır. Bugün hala Terzi mahallesi, Atık mahalle, Bajdarhana, Körağa mahallesi, Rahlin, Hoça mahalle, Kurila (şehrin eski koruma alanı), Muhacir mahallesi, Kaçanik mahallesi, Yeni mahalle ve başkaları eski adlarını korumaktadır. Şehrin etrafı: Bülbül deresi, Tuzsuz, Varoş, Ortakol, At meydanı, Sireklık (seyreklik), Dutluk, Dalgın Baba,Topuklu, Maşatlık gibi adlandırılır.
1956-58 Yılları ve daha önceki yıllarda olagelen göçlerden sonra büyük sayıda Türk nüfusunu kaybeden şehirde, bugün yok olmaya maruz kalan Türk evleri bulunuyor. .Her evin yapılışında kullanılan malzeme yapısı aynıdır. Şekli de aynıdır. Zengin ve fakir evi yalnız büyüklük ve süslü olup olmamasından anlaşılır. Genelde evlerin temeli moloz taştan ibarettir sonra ise kullanılan malzeme kerpiç ve odundur. Şehrin ekonomik bölümünde yani merkezde barınılacak ev hemen, hemen hiç yoktur. Çarşılar esnafın uğraştığı zanaatlarla anılır: Arasta Çarşısı, Tereke pazarı, Saraçhane, Demirciler, Tüfekçiler, Tütüncüler, Kasaplar, Kuyumcular, Terziler çarşısı ve başkaları. Caddeleri eğri olup çok sayıda çıkmazlara-kör sokaklara ayrılı. Evler genellikle yüksekliği 3-4 metre olan duvarlarla çevrilidir. Bu duvarlar hem evin güvenliğini hem de ev içinde olup bitenleri saklama işini sağlar.
Eve iki kanadı ağaçtan yapılı ve demir pullarla kuvvetlendirilmiş kapıdan girilir, kapıdan girdikten sonra avluya geçilir, beyaz ve yuvarlak taşlarla döşeli ince uzun bir yol üzerinde evin hayat denilen ısmına gelinir. Taşlık yol her zaman yıkanıp temiz tutulur, ot bitmemesine gayret edilir (viran görünüm verilmesin diye ),avlu geniş ve uzun olup iki yanı ekili çiçeklere donatılır, yanında bahçe, bahçenin bir bölümünde sebze ekilir diğer bölümünde ise her çeşit meyve ağaçları bulunmaktadır. Her evin bahçesinde kaçınılmaz meyve ağacı dut ağacıdır. Prizren kadını ipek böceği yetiştirir ve ipek, bürümcük bükerek, bez dokuyarak ailesine katkıda bulunurdu. Hayatı (binaya giriş bölümü) önünde üzüm asması ekilidir, asma dallarında tanda yapılarak gölgelikten faydalanılır.
Devamı Derginiz Tuna Boyları Rumeli'nin 9. sayfasında...
» Balkanları Gezelim Görelim